5 Şubat 1937 tarihinde 1924 Anayasasında değişiklik yapılarak laiklik ilkesine yer verilmiştir. 5 Şubat 1937 tarihinde Anayasa’da yer verilen laiklik ilkesi, 1961 ve 1982 Anayasalarının da “devletin değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez” temel nitelikleri arasında bulunmaktadır. Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını öngören bir ilke olmasının yanında, aynı zamanda her alanda aklın, bilimin ve ulusal egemenliğe dayanan hukuk kurallarının temel alındığı bir yaşam biçimidir. Eğitimde, yönetimde, hukukta laiklik ilkesinin tam anlamıyla uygulanması, barış içinde birlikte yaşamamızın, din ve vicdan özgürlüğünün, özgür düşüncenin temelidir. Anayasamızın 24.maddesinde de, kimsenin, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırmaması gerektiği önemle vurgulanmış ve kimse, her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz” hükmüne yer verilmiştir. Ancak, laik cumhuriyetimizde son yıllarda eğitimden siyasete yaşamın her alanı dine referanslı hale getirilmektedir. Hukuk birliğinin ve demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan laiklik ilkesi, aynı zamanda kadın haklarının da güvencesidir.


