Uğur Mumcu… O yalnızca bir gazeteci değildi. O, kalemiyle adaleti savunan, düşünceleriyle karanlığı delen, cesaretiyle aydınlık bir Türkiye için mücadele eden bir yürektir. O, halkına olan sevgisini, doğrulara olan bağlılığını ve Cumhuriyet’e olan inancını, hayatını ortaya koyarak savundu. Bugün onun adını anarken, aslında biz kendi vicdanımızı, kendi sorumluluğumuzu ve ona olan borcumuzu bir kez daha hatırlıyoruz.
Tam 32 yıl geçti… Ancak o gün patlayan bombanın sesi hâlâ kulaklarımızda çınlıyor. O, bir insanın yaşamını sona erdirmiş olabilir ama Uğur Mumcu’nun fikirlerini susturmaya yetmedi, yetemezdi. Çünkü Uğur Mumcu yalnızca bir kişi değildi. O, özgürlüğün, adaletin ve hakikatin simgesiydi. O, “Cesur bir insan bir orduya bedeldir” diyenlerin cesaretiydi.



